Sanat & İlham

SanatYorum

Rengin ve Figürün İsyankar Dansı: 

Ömer Uluç’un Sanat Anlayışı

Yazı: Betül Yurdaün

Onun sanatında zaman, beden ve ruh helazonik bir döngüde buluşuyor.

Ömer Uluç’un eserlerine ilk kez bakan biri, karşısında ne olduğunu hemen kestiremeyebilir. Çünkü onun sanatı, net biçimlerin ve sabit anlamların peşinde koşmaz. Uluç, sezgilerle, çağrışımlarla ve içsel bir hareketle konuşur. Soyut ile figüratif öğeleri aynı yüzeyde ustalıkla bir araya getirerek izleyiciyi tek bir yoruma hapsetmez; her bakan için yeni anlam katmanları yaratır.

Onun dünyasında insan figürü sadece bir beden değil, bir ruh halidir; bir geçiştir, bazen de çarpışmadır. Soyut dışavurumculuktan beslenen Uluç’un eserleri yalnızca coşkulu bir patlamadan ibaret değildir. Figürler, sınırlarını kaybetmiş gövdeleriyle insan ve doğa arasındaki bağı yansıtır; kimi zaman deniz kabuğu kadar sakin, kimi zaman fırtına kadar şiddetlidir.

Helazonik Düşüncenin İzinde

Ömer Uluç’un eserlerinde sıkça rastlanan helazonik (spiral) formlar, yalnızca estetik bir tercih değildir; aynı zamanda sanatçının evren görüşünün görsel yansımasıdır. Spiral, zamanın doğrusal değil, kendi içine kıvrılan ve sürekli döngü halinde aktığını simgeler. Geçmiş, gelecek, beden ve bilinç birbirine dolanırken, helazonik çizgiler bu karmaşık döngüyü somutlaştırır.

Kendisi bir röportajında şöyle der:

“Benim resimlerimde spiral, içeriye ve dışarıya aynı anda gider. Yani merkez hem başlangıç hem son olabilir.”

Bu söz, Uluç’un sanatındaki helazonik düşüncenin derinliğini özetler .Uluç, yalnızca bir ressam değil; kelimelere ihtiyaç duymayan bir hikaye anlatıcısıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir